OCAKSUBAT2023
Dr. Zeki Hozer
Gaslighting!
Gaslighting!
Başrollerini Charles Boyer ile kült sanatçı İngrid Bergman’ın oynadığı tiyatrodan uyarlama ‘Gas Light’ filmini izlemiş miydiniz? Hayli kuruntu ve kuşku içindeki koca, evde yalnız bıraktığı karısından şüphelenmekte, dışarıda iken uzaktan evi gözleyerek titrek gaz lambasının ışığının yarattığı yansımalardan sübjektif sonuçlar çıkarmaktadır.
İşte buna izafeten “gaslighting”, tekrar bir terim olarak, karşısındaki yönlendirerek psikodinamik stabilitesi yani akıl sağlığı ile ilgili inancını zedelemek anlamında kullanılmaya başlandı.
Ama bu sözcüğün asıl ilgiyi çekmesi; ünlü Webster Sözlüğünün bunu 2022 yılının en çok kullanılan sözcüğü olarak belirlemesi ile oldu. Merriam-Webster online’da “gaslighting” kelimesini arayanların sayısı 2022'de yüzde 1740 artmış! Yedi yıl önce de American Dialect Cemiyeti, ‘en kullanışlı kelime ‘ şeklinde sunmuştu aynı sözcüğü! Doğrusu, yıl sonuna doğru sadece Webster değil bir çok sözlüğün bu tür seçimleri oluyor. Örneğin ünlü Collins, Alman Langenscheidt, İngiliz Cambridge ve Oxford, bu geleneği takip eden şirketler. Collins Dictionary’nin bu yıl seçtiği kelime “permacrisis”, yani “daimi kriz”! İnsanlığın 2019 yılından bu yana yaşadığı; SARS-CoV-2 pandemisi, Rus-Ukrayna Savaşı, iklim krizi ve eşiğinde olduğumuz küresel ekonomik kriz düşünüldüğünde tam da içinde bulunduğumuz zamanı tanımlıyor! Oxford ise daha teknolojik bir sözlüğü seçmeyi uygun bulmuş: “Metaverse”.
Yeniden “gaslighting”e dönersek, kendinizi son derece kötü hissetmenize yol açan kötü bir hareketi, ’sadece bir şakaydı’, ‘üzerine alınma’ veya ‘çok büyütüyorsun’ tarzında yaklaşan yakınınızdaki insanlar olmuştur. Bu, sizin duygu ve düşüncelerinizdeki kararlılığı yıpratarak, karşınızdaki kişinin davranış, jest ve mimiklerinden çıkardığınız duyguları hiçleştirip, sonraki ilişkileriniz için kendinize güveninizi alaşağı etmeyi amaçlar. Elbette bu tip davranışlar, tek seferlik olmaz. Hedefteki kişi sürekli bu davranışa maruz bırakılır, sonuçta da duygu durum bozukluğundan kişilik bozukluğuna kadar giden belirtilere yelken açılır.
Bu yöntemi en çok politikacılar kullanır. Bu konuda klasik olarak kabul edilen bir kitap da yazan Byrant Welch(*), ABD eski Başkanı Trump gibi bu yöntemi profesyonelce kullanan eski siyasilerden örnekler veriyor. Eğer kitabı yazmadan Trump Dönemine şahit olsaydı, sanırım O’na özel bir bölüm ayırırdı. Esasında, Welch, çağımızın ruhu gereği, siyasetçilerin halkla ilişkiler kulvarına girdiklerinde, modern iletişim, propaganda ve reklam tekniklerinde, yöntem olarak “gasligthing”i nasıl bir araç olarak kullandıklarını anlatıyor. Politikacılar bu yöntemi neden kullanıyor? Elbette, kendi liderliklerinin karşısındaki adayları zayıf düşürmek ve prestijlerini dibe çekmek için…
Welch, bir bilim insanı olarak, Amerikan tarihindeki Irak Savaşı gibi örneklerden de yola çıkarak, karmaşık yeni siyasi durumlarda, yönlendirme metodu olarak, “gaslighting”in uzun vadeli etkilerini analiz ediyor. Ama bu yöntemin, konjoktürel üstünlük sağlasa da sonuçta bozguna yol açtığını, sorunları çözme yeteneğinin altını oyduğunu belirtiyor ve devam ediyor: ‘’Tıpkı George Cukor tarafından yönetilen 1944 yılı yapımı filmdeki, karısını çıldırtmayı amaçlayan sapık ruhlu bir kocanın, karısının gerçeklik duygusuyla oyunlar oynayarak onu deliliğin eşiğine getirmesi gibi, George W. Bush, Karl Rove, Rush Limbaugh ve Ann Coulter isimlerini kullanan Amerika'nın en yeni siyasi ‘gaslighter’ları ve pek çok dini liderleri, Amerikalıların zihninde kafa karışıklığı yarattılar” diyor.
Bireysel ‘gaslighter'lar, nasıl kurbanlarının paranoya ve kıskançlığa karşı savunmasızlıklarından yararlanarak zihinlerinin rasyonel çalışma yeteneğini baltalıyorlarsa, siyasi ‘gaslighter’lar da, milyonlarca insanı bu tür saldırılara maruz bırakarak, dünyanın karmaşık gerçekliğinden kendi çıkarları için yaralanıyorlar. Son noktada, Dr. Welch, bu zararlı manipülasyona karşı savaşmak için harekete geçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Siyasi düzlemde sosyal algı, hafıza ve sağduyuyu kendi çıkarları istikametinde manipülasyon yöntemi olarak kullanılan ‘gasligther’lar, ikili ilişkilerde de baskın olma düşüncesindeki birey olarak idealleştirme, değersizleştirme ve gözden çıkarma stratejilerini izlerler.
Manipülatör birey, ilk olarak ilişkilerinin mükemmelliği algısı ile hayran olma safhası ve sonrasında da değersizleştirme yani hayranlık duyulan kişinin sorunlu, kesinlikle ideal olmayan beceriksiz kişiye evirilmesini sağlar. Sonuç mu!? Manipülatör terk edilen bir mağdur olarak yeni arayışlara yelken açar!
Ne diyelim? Görüldüğü kadarı ile bu sözcük, hem bireysel psikoloji hem de sosyal politik terminolojide üzerine yüklenen anlamları ile yılın kelimesi olmayı hak etmiş görünüyor!
(*)Welch, B. (2008). State of confusion: Political manipulation and the assault on the American mind. Thomas Dunne Books.